29 Temmuz 2015 Çarşamba

Kumaş Bahane...

        Stitch Lab,Austin'e geldiğim ilk günlerde  internette kumaşçı ararken karşılaştığım bir dükkandı.Yanımda bir iğne birkaç renk de iplik var sadece ama yinede ilk gezmek istediğim,en merak ettiğim yerler hep kumaşçılar oluyor.Bu dükkanın içi hakkında hiçbir fikrim olmasa da dışının güzelliği beni sabahın erken saatinde uyandırıp bu sıcakta yollara düşürdü.
        Aslında giderken beklentim biraz yüksekti dokunacağım,göreceğim kumaşlar konusunda.Pek  beklediğim gibi olmadı:)Biz Türkiye'de baskısıyla,rengiyle,dokusuyla çok daha kaliteli kumaşlar kullanıyoruz bence.Tabi bu kıyaslamayı sadece burası için yapıyorum,başka mağazaları gezmedim henüz.

        Bir evi kumaş atölyesine çevirerek oluşturulmuş bu dükkanda bir odada da dikiş  kursları veriliyor.Tesadüf bugün de çocukların dikiş  kursu varmış.İçeri girince 6 tane 10-11 yaşlarında kız çocuğunu dikiş makinasının başında,gayet de seri bir şekilde dikiş dikerken buldum.Büyük bir masa etrafında çalışıyorlar,ortada dikecekleri model bebek duruyor,yanlarında öğretmenleri,arkalarında da herbirine ayrı dikiş makinası.Öyle güzel bir ortam ki...Bana nasıl diktiklerini,hangi renk olacağını anlatırken bile yerlerinde duramıyorlardı.Kalıp çıkarmayı keşke ben de bu yaşta öğrenseydim dedim içimden.Ailelerinin izni olmadan fotoğraflarını çekmem uygun olmayacağı için sadece dikiş diken bir çocuğun arkasından fotoğrafını çektim.
        Kalıpları çizerken,keserken,dikerken öyle becerikliler ki.Bu yaşta böyle bir hobi ile tanışmak,bundan keyif almak,isteyerek o makinanın önüne oturmak...Kendi çocukluğum aklıma geldi,çünkü  ben de bu yaşlarda annem gezmeye gidince makinayı kurcalamaya başlamıştım:)

        O masada o çocukların toplanması kadar güzel olan başka birşey varsa o da dikilen bebekti...


         4 Temmuz Günü(ABD nin bağımsızlık günü) gece yarısına kadar  kutlamalar devam etti.Gece saat 12 civarında eve dönmek için otobüse bindik.Otobüs biraz ilerledikten sonra bir durağa yaklaştı ve kapılarını açtı,aynı anda şöför yerinden kalktı ve  ön tarafta yanyana duran dörtlü koltuğu geriye yasladı.Bu sırada otobüsün ön kapısından durağa doğru platform şeklinde bir engelli yolu açıldı.O yoldan tekerlekli sandalyesiyle içeriye genç bir kız girdi ve şöförün onun için hazırladığı boş alana geldi.Şöför kızın arabasını güvenlik kemerlerine bağladı ve ''İyi misin?'' dedi,kız iyi olduğunu söyledikten sonra şöför yerine geçti ve yola devam ettik.İnerken de aynı nezaketle indirdiler otobüsten.
        Kız otobüsten indikten sonra ''Bizde neden bu özen yok'' diye düşündük.Bırakın kutlamayı,eğlenceyi daha okula,hastaneye gidemiyor tekerlekli sandalyesiyle engelli insanlarımız.
        İşte bu dikilen bebek bu hassasiyetin burada ne kadar erken yaşta başladığını gösteriyor bence.Tekerlekli sandalyede bir deniz kızı...

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Yıllar Sonra Tekrar ''Bisikletli Günler''

       


Bisiklet,en sevdiğim en ferah ulaşım aracı.Çocukken mahalledeki bir arkadaşımın 2 tekerlekli ama orta boy bir bisikleti vardı.Birgün onlar başka bir oyun oynarken ben de o bisikleti sürmeyi denedim.Bunu yaptığımda 6 yaşındaydım.Aaa sürüyormuşum dedim sonra.Meğer ben zaten biliyormuşum bunu sürmeyi.Yani hiç öyle 4 tekerden birer tane azaltarak filan olmadı benim bisiklet maceram.İçimde varmış doğuştan:)Sonra baktım sürüyorum kendi bisikletimizi sürmeye başladım.O da benim değil ,abimin ve boy olarak bana çok büyük.Bilenler bilir,kalkmak ve durmak için bir kaldırım kenarı bulmanız lazım eğer bisiklet size büyükse,o derece büyük:)


          Yaşadığım tehlikeleri ve düştüğüm anları hatırlayınca kendi çocuğum olurda bisiklet sürerse içim nasıl rahat edecek diye düşünmeden edemiyorum.Ellerini bırakma,bunu yaparken saçını ve şapkanı düzeltme,fren olarak ayağını arka tekere koyma...bir sokak çocuğunun yapabileceği bütün hareketleri yapardım:))Bunları yaparken öyle çok düştüm ki,bazen ayaklarımdaki yaraların büyüklüğü beni bile korkuturdu.Annemler bir daha bisiklet sürmeme izin vermezler diye de o yaralar biraz kendine gelene kadar şort giymezdim,kamuflaj önemli:)


          Bütün mahallenin bisikletli çocukları toplanıp tekerinize hava bastırmaya gitmenin keyfini,yaşamayan birinin anlaması o kadar zor ki.Bunun tarifi yok çünkü.Lastiğe yama yapılırken izleyen kaç çocuk vardır şu zamanda? Bizim mahallede 'Dayı' diye bir tamirci vardı,çok iyi bir amcaydı,yaşıyorsa kulakları çınlasın...(Dayı diye bir amca da ilginçmiş gerçekten)


           Üniversiteye başladıktan sonra bisikletimle vedalaşmak zorunda kaldım.Bizim ülkemizde bisiklet bir ulaşım aracı değil çünkü.Çocukların parklarda,okul bahçelerinde sürebileceği bir oyuncak,büyüklerin trafiğe kapalı yollarda,göl kenarlarında yayaların yürümesi için yapılmış parkurlarda süreceği bir eğlence aracı.Bu benim fikrim değil ama oluşan ortam tam da bunu yansıtıyor.Eğer bisikletinizle araçların kullandığı yola çıktıysanız,onları engellediğiniz ve yolu işgal ettiğiniz için sıkıştırılmayı,üzerinize araba sürülmesini haketmiş oluyorsunuz.Araba kullanmanın bile bu kadar riskli olduğu bir trafikte bisiklet kullanmaya hiç cesaret edemedim.
        





 Austin'e geleceğimiz kesinleşince ilk düşüncem bir bisiklet almak oldu.Kalacağımız süre boyunca ulaşım aracım belliydi.Tabi buraya gelince bisikletin benim gibi bir amatör için çok yeterli bir ulaşım aracı olmadığını da öğrendim ama şimdilik yetiyor:)Hayalimde de soldaki gibi bir bisiklet vardı ama onun da rengini tutturamadık,şuan eldekinin değerini bilmeye çalışıyorum:)
         







          Buradaki bisiklet kültürüne gelince.Öncelikle herkes bisikletin bir ulaşım aracı olduğunu kabul etmiş durumda.Eşime okulda ilk derste bir liste dağıtmışlar.Alışveriş yapılacak yerler,kafe ve restoranlar,konser alanları...yani ilk zamanlarda size yol göstrecek bir rehber niteliğinde.İşte bu listede bir de bisikletçi var.Bisikletin ne kadar hayatın içinde var  olduğunu  bu listeden bile anlayabiliyor insan.


        
 
Okulun önerdiği bisikletçi The Peddler Bike Shop
        

     İlk önce bisiklet satın almak için yola çıksak da araştırdıkça bizim gibi geçici süreliğine gelenler için kiralamanın çok daha mantıklı olduğunu farkettik.Çünkü iyi bir bisiklet almak istiyorsanız en az 600-700 Dolar ı gözden çıkarmanız gerekiyor ama aynı bisikleti dönemlik 50 Dolar vererek kiralayabilirsiniz.
       

         Bütün bisikletçiler kiralama işi de yapıyorlar ama biz üniversitenin bisikletçisinden kiralamayı tercih ettik.Okulun internet sayfasından hangi gün ve saatlerde açık olduğuna baktık ve ilk başta biraz şaşırdık çünkü sadece birkaç gün belli saatlerde açıktı.Tabi biz normal bir bisikletçi diye düşünmüştük:)Gidince ne kadar özenilesi bir oluşum olduğunu gördük.
          2 tane üniversite öğrencisi kız arkadaş işletiyor burayı,yeni dönem başlayınca 2 kız arkadaşları daha gelecekmiş.Bizimle ilgilenen arkadaş çevre mühendisliği okuyormuş.Bisikletin tamiri ile de kiralama işlemleriyle de onlar ilgileniyor.Öyle de severek yapıyorlar ki...

Okulun bisikletçileri
Tamiri de onlar yapıyor
           100 dolar vererek 2 tane bisiklet kiraladık.Bisikletler çalınırsa sizden bisikletin parasını alıyorlar,öyle de bir durum var tabi.Sigorta mı yaptırsak ki dedim içimden:)))2 tane kilit verdiler herbirimize,önemli olan bisikletin iskeletini çaldırmamakmış,en fazla tekeri götürebilecekleri şekilde kilitlemem gerekiyormuş.İyi kilitlediğimi düşünüyorum ama bakalım,çalınırsa yazarım...:)Bir de  burada kask takmak zorunlu değil ama ön ve arka ışığınızın olması zorunlu.

           Birkaç gündür heryere bisikletle gidiyorum,ilk başlardaki tedirginliğim yok artık çünkü burada bütün araçlar önceliği size veriyorlar.Hatta benim tedirgin hallerim onları zor duruma sokuyor bile diyebilirim:))Heryerde bisiklet yolu var ve o yola kesinlikle arabalar girmiyor,yani oradaysanız güvendesiniz.

          Bisikletinizle biryere gittiğinizde nereye park edeceğinizi düşünmenize gerek yok çünkü heryerde bisiklet parkları da var.Dün hiç bilmediğim bir yere gittim,yanyana birçok mağazanın olduğu bir alışveriş sokağı gibi bir yer.Elimde bisiklet,nereye kilitleyebilirim acaba diye düşünürken benim bu halimi gören bir kafenin çalışanı geldi yanıma ve bana park yerini gösterdi,bisikletimi kilitleyinceye kadar da yanımda bekledi.Herşeyin yolunda olduğundan emin olunca da iyi günler dileyerek işine geri döndü.İşte böyle anlar insana kendini iyi ve güvende hissettiriyor.


                             Son olarak da  yapmak isteyenler için Pinterest'te görüp bayıldığım bir DIY projesi.Belki denemek istersiniz...